Uykuya direnilen geceler
- Cemre Delier

- 17 Eki 2018
- 1 dakikada okunur
Çok da geç bir saat değil aslında saat tam 00.44 ve göz kapaklarım ağır ağır kapanırken beynim bu duruma asla mahal vermiyor. Kırık bir kalbiniz varsa uyuyamıyorsunuz çünkü, hatta kırılan tek şey kalbiniz değilse fiziksel kırık ağrıları da ekleniyorsa değmeyin, sabahlar olmasin! Çok düşünüyorum. Hayat, bir zamanlar birbirlerine yar olmus, sır olmuş iki insanı nasıl iki ayrı yaka gibi ayrı düşürür de bir köprü kurmayı çok görür? Yazık sana hayat. Bütün pozitifliğimle, yaşattıklarına rağmen soldurmadığım yüzümle, bana taş atana çiçek atarak geldim hep senin karşına. Bu muydu “aferin” deyişin? Bu mudur sabrın sonunda vaat edilen selamet? “Tam varıyorum ki hedefe, bir yenisi başlıyor. Bu oyun hep aynı değişmiyor” Ne yazıkki ben de senin dört gözle beklediğin gibi senden umudu kesemiyorum. Her güzel hikayenin ilk cümlesidir oysa, ‘hiç aklımda yokken’, ‘tam umudu kesmişken’ bla bla bi ton zırva. Ben beklentimi de umudumu da kesemiyorum ne yapıcaz?


Yorumlar