AKCİĞER TUTULMASI
- Cemre Delier

- 5 Şub 2023
- 2 dakikada okunur
Merhaba sevgili okur, son zamanlarda nefesimi daha idareli kullanmamı gerektirecek sağlık sorunları yaşadığım için, yazı yazmayı daha da sıklaştırmayı temenni ediyorum. Ben konuşmayı çok severim. Her yaştan, her cinsiyetten, her milletten insanla bir iletişim kurabilir, ortak bir paydada buluşabilir, keskin bir frekans yakalayabilirim. Ben çocukla cıvıl cıvıl, yaşlıyla bilge, üzgünle derttaş, aksiyle huysuz, mutlu insanla kelebek olabilirim. Ben konuşmayı o kadar çok severim ki, özellikle aşklarımı anlatmayı çok severim, hayatımdaki herkesin benimle ilgili öğrendiği ve çemberime dahil olduğu ilk andır bu paylaşım. Aşklarımı masallaştırırım, anlatmaya doyamamam, şanslıyım ki etrafımda hep dinlemeye de doyamayanlar oldu, şanslıyım ki benim masallarım hep karşılık buldu. Ben konuşmayı öyle çok severim ki, iletişimci oldum sevgili okur, halkla ilişki kurmak üzerine, iletişim dilini, bu psikolojik, fizyolojik algoritmaları öğrenmek için üniversite okuyorum. Ben konuşmayı faydalı olduğunda da faydasız olduğunda da çok severim. Bazen aynı konunun üzerinden defalarca geçerek faydasız da olsa içimde tamamlarım kendimi, bazen de faydalı olur ardı ardına sıraladığım cümlelerim, kalbe dokunur, hayata dokunur, kim bilir nerelerde, kimlere dokunur. Anlayacağınız ben konuşmayı çok severim, günlerce, saatlerce, hayatlarca konuşurum, konuşabilirdim yani, nefesim buna yetebilseydi. Enseyi karartıyor değilim, geçici bir dönemde olduğumu biliyorum fakat ruhumun yakasını bırakmıyor endişelerim. İki cümle kurunca nefesim nefesime karışıyor, sesim kısılıyor, kısılıyor, kısılıyor... Nihayetinde göğsümde takılı kalıyor. Sanki aklımdakiler, ses tellerimler buluşamıyor, sanki zihnimdekileri dillendiren yol her zamankinden daha uzun, daha engebeli. Baş ucumda oksimetre, solunum egzersiz aleti, eskiden hava atarak kullandığım astım spreyi, bana bakıyorlar, 23 yaşındaki gencecik kadına. Nasıl dramatize ediyorum, nasıl acıyorum kendime görüyor musun sevgili okur... Çünkü korkuyorum. Bunun böyle gitmesinden korkuyorum. Ya nefesim tükendiyse, ya bir daha eskisi gibi güçlü olmazsa nefesim? Covid olduğum dönemde, annesi ağır bir şekilde covid atlatan bir arkadaşım bana 'sen en azından ağlayabiliyorsun, benim annemin ağlayacak kadar bile nefesi yoktu' demişti. Ödüm kopmuş, kalbim yanmıştı. Aklıma sürekli bu geliyor, felaket tellalığından başka bir şey olmasa da bu yaptığım, şu sıralar endişelerimi anlatacak başka bir yolum yok. Doktor: 'Akciğerlerinin üst kısmında tutulum olmuş' dedi. Tutulum, tutulmak, tutuklu kalmak, Sezen.. Pek iyi bir şey olmasa gerek. Kullandığım ilaçlarla ilk halime göre çok daha iyi olsam bile, hala iki solukta yoruluyorum. Ben daha çok konuşmak istiyorum sevgili okur, ben daha çok aşklarımı, işlerimi, anılarımı, yaralarımı anlatmak istiyorum. Benim nefesime hem gülmek, hem ağlamak için çok ihtiyacım var. Umarım iyileşeceğim ve bunun haberini yine buradan sizlere vereceğim. Nefesinize bol şifa!



Yorumlar