Bendeniz, Lotus
- Cemre Delier

- 24 Mar 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Tem 2023
Bendeniz Lotus, Bataklıkta yetişen, suyun yüzeyinde, toprağa dahi gereksinimi olmadan yaşayan Lotus... Her gece kapanıp, güneşin doğuşuyla tekrar, üzerinde hiçbir çamur lekesi olmadan, kir tutmadan geri açan Lotus ! Yeniden doğuşun, berrak oluşun sembolü; Zihin duruluğunu, öz saflığını ve ruhsal uyanışı temsil eden Lotus. Budizm ve Hinduizm'de mükemmelliğin somut sembolü olan ve ironiktir ki, bu görkemi ve bütün ahengiyle birlikte, 'en nadide türü bataklığa ait olan' Lotus ! Kendimde senden, sende kendimden bir parça buluyorum. Her şeye 'rağmen'li duruşun, karşın tutumun, daimi umudun ve her mümkün olasılıkta zarif kalışın. Sende bana, bende sana ait bir parça var. Ben bu bağı kavrayıp sımsıkı tutmaya, aynı zamanda kendimi senden kurtarmaya kararlıyım.Sevgili okur, kendimizi baktığımız yerlerde görmeye başladığımız nokta, -ben- halimize döndüğümüz an'ın ne kadar ilerisinde kalıyor? Bir noktada döndüğümüz içimiz, nihayetini kestiremediğimiz, kökleri malum, sapları kuşkulu, sonsuz bir yamaç değil mi? 'Yaşam öyküsü' adını verdiğimiz yolculuğu, benliğimizi keşfetmeyi umarken, aramadığımız yerde bulduklarımız, savrulurken tutunduklarımız ve istikrarla yörüngesinde kaldıklarımız kadarıyla anlatsak, eksik kalır mı? Ben, yaşam öykümün içindeki, ufkumu kaybettiğim ve hatta aramaya tenezzül etmediğim menzildeyim bugünlerde. Uzun zaman ardından, tekrar, bütün ahengimle, bataklığımdayım! Kendime yönelttiğim soruların, yarına dair beklentilerin, aleni hatalarımdaki ısrarımın ve tabii ki geçmiş muhasebesinin beni adım adım ittiği bataklığıma vardım, onca yürüdüğüm yolun sonunda. Ne buraya ait hissediyorum, ne de ait olabileceğim başka bir yer biliyorum. Her nerede değilsem, orada mutlu olacakmış gibi hissediyorum. Bilirsin bu duyguyu eminim. Toplumun şeffaf terazisindeki tabii ve gerekli olguları yerine getiremedim. Zamanım çok mu geç, yoksa henüz erken mi, bana ait olan, benim ait olduğum yeri bulmak için ? Bir zamanlama olduğuna mutlaka eminim (!) Sonunda, tekrar yazabilecek kadar elem içerisinde hissediyorum kendimi. Konfor alanıma sırtımı döndüm, hayatımın düzenini alaşağı ettim. Parlak yarınım biliyorum ama berrak değil, yolum nazik ama varacağım yerden noksan. Kalemimden başka mânâm nerededir, bilmiyorum. Bu hayatta oturacağım koltuğu seçemiyorum. Ruhum gam yüklü. Bakışlarım, kahkahalarım, kabuklarım aksini gösterse bile. Bir yazar başka ne ister (!) Betimleyebilmek için, yoğunluğu, içinde acı ile hissedebilmek gerekir, bilirsiniz, mutlu hisler dilsizdir. Sanıyorum, mutsuzluğumun içinde daima sakladığım hınzır gülüşün sebebi bu. Acı çekiyorum fakat bu beni doyuracak, paylayacak biliyorum. Hayata dair, yaşama dürtümü kaybettiğim an ve hayatımın değişeceği adımı atacağım an'ın birbiriyle kesiştiği noktadayım. Bir adım atacak mecalim yok ve denizleri aşmak istiyorum. Kanatlarım kırık ve yüzmek istiyorum. Su altımdan çekilmiş ve ben uçmak istiyorum. Birbirinden ne kadar da ayrı ve bir o kadar da bağlı arzularım ve ağıtlarım. Hayattan istediklerim ve hayatta yaptıklarım birbiriyle özdeşmiyor. Kendimi başarısızlığa uğramış yörüngelerde gezintiye çıkarmak, 'yeni' bir yörüngede olmaktan çok daha güvende hissettiriyor. Belki de yanlış ve hatayla tanışıklığım, doğru ve akıllıca olanla yabancılığıma eş. Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna'nın, ilk sayfasında “Halbuki, en basit bir beşer teşebbüsü ile, bu meçhul alemi merak etsek, belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur.” der ve ekler: “Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır.” Zor'u başarma kibriyle dolu kalbim, asıl zor olanın kendine bir şans vermek ve eteğine eskiyi dolamadan yeniden başlayabilmek olduğunun farkında mı? Belki dallanır, budaklanır, talihliysem tomurcuklanır, çiçek bile açarım! Fakat, Bendeniz Lotus, köklerim yok tutunamam, toprağa ihtiyacım yok huzursuz yaşamımı devam ettirmek için, her alelade ve huzurlu canlı gibi... Suyun yüzeyinde açılır, kapanır ve armoni içinde süzülürüm, yol alırım, benim olmayan bir yola, kimsesiz, biçare süzülürüm, süzülürüm.. Sonra yaşadıklarımın, hissettiklerimin arka sokağına dahi uğramamış insanlara çıkar yoluma... Her sokağın başında, her keskin kavşakta var onlar, sen de tanıyorsun birçoğunu. Anlaşılmadığım, duyulmadığım bir yerde sesim kısıldığı için vazgeçtiğim işin yerine, 'tamam' hissetmeyi umduğum işi ararken ve tenha sokaklarda, kalpten kalbe bir yol bulmayı hala utanmadan düşlerken, yerini, yurdunu çoktan bulan dev ağaçların, bataklıkta yansıyan ışığıma gösterdikleri nezaketsiz, fakat iyi niyetli nutuklarıyla etrafımı kahverengi bir duman kaplar. Yukarıda, maviye yakın duran yeşiller, kökleri sağlam çınarlar için benim bataklıkta kalma ısrarım kim bilir ne vahimdir... Fakat, unutmayın küstah çınarlar, Bendeniz Lotus, Akşam oldu, kapanıyorum ve acı acı atan kalbimin uğultusunda tat duyumu kaybediyorum. Güneşle birlikte yeniden doğacağım, bu ne ilk ne de son. Tüm gösterişiyle sergileyeceğim hünerlerimi, yani.. yapraklarımı. Nasıl olsa kir tutmaz, keder barınmaz, pür, berrak, saf... Aklındaki soruyu biliyorum, ben de düşünmeden edemiyorum. Beni her gün içine alan bataklığa dair sevdam biter de, durgun sularda, temiz sularda yüzmeyi sever miyim bir gün ? Bir gün özgür bataklıklara veda edip, sadık toprağa kök salar mıyım, ben de büyük bir çınar olur muyum bir gün? Peki ya o zaman Lotus olur muyum? Bu ağır tenhada, kuytu biçare yaşamımı onurlandırmak mı olur özümde sadık fakat acıyla yekpare kalmak? Yoksa başka türlüsü mümkün mü Sevgili okur ? Bana dair bir parça olarak, kalplerde seyahat eden ve her gün yeniden doğmak mecburiyetinde kalan lotus, hayatımın yalnızca bir dönemini simgeleyebilir mi ? Bilmiyorum, yolun karşısındaki caddeyi geçip, sağa dönmeden bilemeyeceğim. Bendeniz lotus, bataklığımdan sizlere fısıldıyorum. Saklandığım yerden çıktığımda, ardında soru işareti bırakan cümlelerime birer cevap bulduğumda, nihayet yeniden doğduğumda sizlere ışığımı bırakacağım. Şimdi yıldızlar ışısın, yapraklarım kapansın. Ay'a dair sessizlikte, belki biraz sükunete teslim olamalıyız.



“Bir gün özgür bataklıklara veda edip, sadık toprağa kök salar mıyım, ben de büyük bir çınar olur muyum bir gün? Peki ya o zaman Lotus olur muyum?“
Kendinden sakın vazgeçme<3
“Son günlerde gözlerim hep dolu, ellerim soğuk, nefeslerim kesik kesik, Aşk'a aşık bir kadın olarak, sığınabileceğim bir kalpten mahrumum. Ait olmadığım kalplerde, sahip olmayı ummadan, özgürlüğün güvertesinde ama kimsesiz, sessiz, hak'sız fakat müdavim misafir olmak. “ Aslında kim bilir kaç kadının duygularına tercüman bu sözlerin…
Tanıştığıma memnun oldum lotus ☀️