top of page

BODRUM BODRUM

Bu blog yazımın Bodrum’a gidiş heyecanımı, nedenlerimi, sonuçlarımı anlatmasını umardım fakat umduklarım değil hiç ummadıklarım başıma geliyor siz de beş yüz elli yedinci defa şahitlik ediyorsunuz… Yakın zamanda Bodrumda x bir 5 yıldızlı otelden iş teklifi aldım. Daha önce ailemden uzakta en fazla 15 gün geçirdiğim için – yaz okulu içindi- bütün bir yaz dönemini bodrumda çalışarak geçirmek kulağıma biraz ürkütücü gelmeliydi fakat böyle olmadı. Sanki kocaman kara bir tünelin sonunda bir ışık belirdi benim için. O kadar heyecanlandım ki! Mümkün olsa ertesi gün bavullarımı toplayıp gidecektim. Konu ne bodrum, ne otelde çalışmak, ne de başka bir şey. Sadece gördüm ki, en ufak bir şans yakaladığımda bulunduğum ortamı terk etmek için neredeyse can atıyormuşum. Hatıralara fazla duyarlı bir karakteristik yapıda olmak çok zor. Evimin içinden tut, sokağımda, iş yerimde en sevdiğim restoranda, sürekli alışverişimi yaptığım avm’de, her gün geçmek zorunda olduğum yollarda, her yerde unutmak için gayret gösterdiğim anılarım gözlerimin önünden geçiyor. Bu duygusal boşluğun en büyük yansımasıdır. Geleceğin yeterince ilgi çekici gelmiyorsa geçmişinde yaşarsın. Var mı bu kuyuya düşmeyen ? Hadi ordan, bak burada biz bizeyiz. Babam, bana iş yerinde ihtiyacı olduğunu söylediği için son bir aydır kendi işimizin başında çalışıyorum. Birçok insan bıkmadan, usanmadan bana bunun paha biçilmez bir fırsat olduğunu anlatıyor. Fakat ben babamın bu güveninin ne kadar değerli olduğunu ve bunun benim için bir şans olduğunun farkındayım. Ama şu an doğru zaman değil. Adam, bu durumla ilgili kaygılarımı paylaşmaya cesaret ettiğim ilk kişiydi. Bana herkes gibi “Ya bu şansı değerlendir” demek yerine, beni dinledi, anlamaya çalıştı ve o kadar çok destek verdi ki! “Senin için yeni alanlar bulalım, ben senin yanında olucam” dedi sağ olsun öyle çok yanımda oldu ki anlatamam…. Dedim ya size, insan insanı kendisi tamamlıyor, kimseye bel bağlamamak lazım.. Benim kendimi yeni tanıdığım, yeni barıştığım bu dönemde, kendimi ararken, bulmayı umduğum en son yer Kapalıçarşı. Benim eski iş yerimden ayrılırken tek umudum yeni şeyler keşfetmekti kırk yıllık dükkanın başında oturmak değil ki. Bodrum ise benim için kimseyi kırmadan, dökmeden uzaklaşabileceğim bir yoldu; Çok güzel bir yol. Günde 8 saat mesai ve sonrası çimenlerin üzerinde uzanıp bloguma sarılmak, sahilde yürüyüşler yapmak, kendimi bulmak yada kaybetmek bilmiyorum.. Gittiğim yerde mümkünse tek bir arkadaşlık dahi kurmak istemiyordum. Beni kimsenin tanımadığı bir yerde, kendimle sosyalleşmekti dileğim. Etrafımdaki insan kalabalığından öyle yorgunum ki. Sevdiklerimi özlemek istedim. “Her gün aynı şeyler işte” diye başlayan sohbetler yerine, yeni bir şehirden, yeni hayallerimden, yeni hislerimden, yeni tecrübelerimden bahsetmek istedim. Ben kendimi bulmak, İstanbuldan kaybolmak istedim. Olduğum yerde ilerleyemiyorum çünkü, takılıyorum sürekli geçtiğim yollara. “Tebdîl-i mekânda ferahlık vardır.” Annem hissettiklerimi anlayamasa bile hissedebildiği için uygun bulduğunu söylememekle birlikte reddetmedi. Babam bu ay sürekli yurt dışında olduğu için konuşma fırsatımız sadece 1 gündü, bilen bilir bu yetişkin bir Hasan Delier’i ikna etmek için gerekli sürenin 5 de 1’idir. O bölgenin sıkıntılı olduğunu, insanların kötü niyetli olduklarını, uyuşturucu bağımlısı vs olabileceğimi söyledi. Lütfen biri babama iki kere öksürdüm diye korkudan sigarayı bıraktığımı söylesin… Babacım bir de sana kötü bir haberim var, Allah beterinden korusun ama neredeyse kötü niyetli insanların hepsinden biraz sille yedim çünkü İstanbul Bodrum’dan daha temiz değil. Sevgili okurlarım biliyorum ki çoğunuz artık bu tarz şeyler için ailenizden izin almıyor muhtemelen sadece gitmeden haber veriyorsunuzdur, bu yüzden biraz tuhaf gelebilir fakat bizim evin bir raconu var :/ doğruluğu yanşlışlığı tartışılır. To sum up demek gerekirse: sıradan bir gün, aynı ev, aynı iş, aynı ruh hali, aynı insanlar, aynı ben…. Ortalama 60-70 yıllık ömrümüzü bu kısır döngüde devam ettiriyoruz. Ben hiç memnun değilim. Fakat ne yazık ki eskisi gibi istediklerimi alma yolunda azimli ve güçlü değilim… Eskiden istediğimi alana kadar legal, illegal her yola başvururdum; Herkes bilirdi ki, istediğim ya olucak, ya olucak… Bu yüzden seve seve izin verirlerdi. Ama şimdilerde kolum, kanadım kırık ve kendimi bu döngüye, bu akıntıya bıraktım. Hayatın bana verdikleriyle yetiniyorum. Fazlası için heveslenecek, arzulayacak, hırslanacak güç kalmadı içimde. Bir içim var ama bomboş. Ne güzel söylemiş MFÖ: “Duygu, biraz duygu. Bütün istegim buydu… Biraz deniz, biraz uyku… Bütün istegim buydu…. Bodrum bodrum,

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
İyi ki doğdum...

İyi ki'lerimin, keşkelerin yerini aldığı 26. yaşım, elveda... Ben bu yıl, bir küçük ömür izini sürdüğüm, yolunu gözlediğim 'aşk'ı bulduğum kalpte yuva kurdum, kuruldum düşlerimin üzerine... Ben bu yı

 
 
 
Gelincik Baharı

Merhaba sevgili okur, 4 mevsim sonra, tekrar bir baharda, merhaba... Her gün yeniden başlayan hayatlarımızda, ayrı geçirdiğimiz bunca...

 
 
 

Yorumlar


Yeni yazılarımdan haberdar olmak isterseniz:

© 2023 Vibe Reklamcılık

bottom of page