HEY YILLAR!
- Cemre Delier

- 5 Şub 2023
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Tem 2023
Aniden bir şarkı çalmaya başladı, daha önce hiç duymadığım bir şarkı bana “ Hey yıllar yenilmedim size, rüyalarım yine aynı… Bir tutku yaşıyorum yine, aynı telaş içimde” diyor. Doğum günüme 1 hafta kala, kutlama için görüştüğüm 7. Restoranla ancak anlaşmışken, pasta siparişimi nihayet vermişken, tadını hiç beğenmediğim için ikinci kez değiştirdiğim Cosmopolitan’ımı yudumlarken yazıyorum bu yazıyı. Yine olması gerektiğinden fazla telaşlıyım. Sevdiklerimle, doğduğum günü 'hatırlamaya değer' anılar biriktirerek kutlamak adına, yine haftalar öncesinden check list’ler hazırlandı, davetiyeler gönderildi, kutlama kartları tasarlandı, reelsler taslaklandı, organize görüşmeler yapıldı… Bu kutlamada ben, ilk gençliğimi uğurluyorum. Nihayetinde bir Kasım günü, sade bir doğum günü pastasını, sevdiklerimin insiyatifinde gerçekleşen bir kutlamayla üflediğim ve bundan memnun olduğum gün kendime “Deli kızım, artık büyüdün” diyeceğim ve o güne bir yaş uzaklıkta olduğumu hissedebiliyorum. Sevgili okur, büyümek diye bildiğimiz, tutkularını, heyecanlarını kaybetmek mi? Azalmak mı, sinmek mi? Kendinden bir parçayı kaybetmek mi? Bunu henüz bilmiyorum, fakat biraz durulmak ve tatminkar olmanın her ilerleyen yaşımda bana daha iyi geleceğini hissedebiliyorum. Herkes adına ince ince düşünürken, kendi adıma, bunu da kendim yapıyor olmak bana iyi hissettirmiyor artık. Arkadaşlarım yanımda olmak için can atsa da, her şey benim kontrolümde ilerlediği için, sınırları çok dar. Gül güzelim, “Her sene şaşırmak istediğini söylüyorsun ama hiçkimseye bunu gerçekleştirmek için bir alan tanımıyorsun” dedi. Çünkü korkuyorum. Ya beklediğimden azı olursa? Ya bir şey içimde ukte kalırsa? Halbuki sevdiklerim beni ne zaman eksik bıraktı, ne zaman ukte kaldı içimde? Hiç. Ama yine de bu günü kimseye koşulsuz teslim edemiyorum, belki de bu benim köklü kusurum. Biricik her sene olduğu gibi, bu sene de süreci başlatan kişi oldu. Aramızda oluşan derin uçuruma öyle sağlam bir köprü kurduk ki el ele, dikiş tutmayacağına inandığım bu yaranın esamesi kalmadı. Bir kez daha anladık ki, erişilmez ve ulaşılmaz bir noktada bizim ruhlarımız, birbirine eş. Bu sene de biricik, ilişkimizin üzerindeki tozları silkeledi ve doğum günüm için kolları sıvadı. Benim için bunun yeri bambaşka. Daima söylüyorum, herkesin bir kırmızı çizgisi var. Benimkiyse her yıl aldığım yaşta sevdiklerimi yanımda bulmak. O gün benimle olan benimdir, gerisi misafir. Sanıyorum bu birnevi, dünyamdaki insanların, sevgilerini ve bağlılıklarını ölçüp tartmak için bir yol benim için. Beni kim ne kadar tanıyor, ne kadar farkımda? Her sene yenilenen, yazısız bir sevgi taahhüdü gibi. Sevgiyi görme, tanıma anlayışım böyle. 24. Yaşıma girerken artık şunu çok iyi biliyorum, isteyen, bahaneler değil, yollar bulur. 23. Yaşım’ın bana en büyük öğretisi bu oldu. “Akışa güvenmek” Hayatımda benimle yürümesi gereken insanların bir şekilde bu yolda benimle kalacaklarını biliyorum. Ne bu yolu cazip kılmak için yollara halılar seriyorum, ne de bir başkası için yolumu değiştiriyorum. Bu benim yolum, inişleri ve çıkışlarıyla… güneşiyle ve yağmuruyla… çiçekleriyle ve çamurlarıyla… Burası benim yolum ve bana eşlik edenler benim en kıymetli hazinem. Bugüne dek yolumdan gelip geçen herkese de bütün samimiyetimle teşekkür ederim, bana kattıkları ve benden aldıkları her şey için. Bu yaşıma kadar hep kendimi aradım, sessizliğimde, cümlelerimde, yalnızlığımda, kalabalığımda... Kendimi buldum buldum kaybettim. Artık kendini bulmanın bir sonu olmadığını, her an, her deneyimde kendimi yeniden bulabileceğimi kavradım ve arayışıma son verdim. Kendimi arama yolculuğum, kendimi inşaa etme eylemime dönüştü. Tüm çabam ve gayretim, kendimi, kendimin memnun olacağı hale getirmek için. Ruhen, fiziken, mânen. Artık aldığım yaşları, bana getirdikleri sorumluluklarla birlikte kabul ediyorum. Çocukluk ve ilk gençlik dönemi sona erdi. Artık hayallerimle birlikte realist, heveslerimle birlikte akılcı, uçuk kaçık yanlarımla birlikte dengeliyim. Ayaklarının üzerinde dimdik duran, korkularını cesaretinin gölgesinde bırakan, fikri hür, vicdanı hür, genç bir kadınım. Hey yıllar! Yenilmedim size, Bilmez kimse nasıl geldi geçti yalnızlıklar… Kolay mıydı silip atmak sanki korkuları ? Sevgili okur, artık biraz o sevdiğim deli ruhu sindirip, yapmam gereken her ne ise, onu yaptığım yani sanırım “büyüdüğüm” bir dönemdeyim. Çalışma hayatı beni tahmin edemeyeceğim kadar çok yoruyor fakat biliyorum, kazanacağım hiçbir iş bundan daha az yorucu olmayacak, bu yüzden pes etmeyeceğim ve devam edeceğim, çünkü doğru olan bu. Yemek yapmayı öğrenmeyi yıllardır reddediyordum “fazilet” e güvenerek, fakat bunun artık bir hayatta kalma beceresi olduğunu kabul ediyorum ve her geçen gün yeni yetkinlikler öğreniyorum ve size bir sır vereyim mi, sanırım bu hoşuma gitmeye başladı :) Elimin lezzetiyle ortaya çıkan şeyleri afiyetle yemeyi ve yedirmeyi çok sevdim! Bir önemli konu da finansal stabilite sağlamak oldu benim için. Para harcamayı ne kadar sevsem de, artık önümde kurmam gereken bir gelecek olduğunun farkındayım ve dürtüsel harcamaları ardımda bırakıyorum. İhtiyaçlarım ve isteklerimi ayırt ediyor, arada kendimi şımartmayı da ihmal etmiyorum :) Sevgili okur, yaşadığım inişli çıkışlı duygusal ilişkilerden sonra anladım ki, ben duygularımı tamamen farkına varıp anlamlandırmadan, ne kurduğum bir ilişki bir yere varabilir, ne de vardığı yerde kalabilir. Bu yüzden yaşadığım tüm duygu karmaşasından kurtardım kalbimi. Hayatımda belki de ilk defa, kalbimde ne geçmişin izi var, ne hali hazırda biri var, ne de geleceğe dair bir beklentim. Kalbim de, hayatım da bu alışık olmadıkları sakinliğin ve sükunetin tesiri altında huzurlu ve dingin. Ama aşk, ey aşk! Hiçbir yaşımda, hayatımın hiçbir döneminde senden vazgeçmeyeceğim. Biliyorum, yeniden doğabilir küllerim. Onulmaz sandığım yaralar’dan ışık süzülebilir içime. Tekrar aşk’ı bulabileceğimi biliyorum, ama onu aramıyorum. Bana ait olanın bana geleceğini biliyor ve kalbimi saf tutuyorum... Hey yıllar! yenilmedim size, hatalarım bile aynı.. Hep aynı sevgiye hasretim, duygularım hep aynı.. Bu sene doğum günü yazımı geciktirmek istemedim, geciktirdiğim, ertelediğim birçok yazı gibi, bu yüzden erkenden sunuyorum sizlere sevgili okur! Bu sene kutlama, ne öncesinde ne de sonrasında, tam gününde, sevdiklerimle, çok güzel bir restoranda. Benim isteğim doğrultusunda, her şey benim kontrolümde gerçekleştiği için, hiçbir sürprize alan tanıyamadım ne yazık ki. Ama yine de tüm kalbimle umut ediyorum, şaşırmayı! Mutluluktan gözlerimi dolduracak bir an yaşamayı umuyorum. Bu benim bu yaş günümdeki tek dileğim. Siz de dileyin sevgili okur olur mu ? Hayatın, yaratanın verme gücü sonsuz. Kalbinizi, niyetinizi temiz tutun ve tüm kalbinizle dileyin. Hayatta her zaman mucizeler için bir yer vardır. Evet sevgili okur, 23. Yaşımın ve bu yazımın sonuna geldik. Ben yarın 24 Yaşıma giriyorum, annemin beni dünyaya getirdiği yaşa! Benim için her zaman umduğum gibi gitmeyen hayat çizgimin ve sıralamamın beni götürdüğü yeri merak etmek ve seyretmekle yetiniyorum. Hayatın acı ve tatlı anlarının her birine sımsıkı sarılıyorum. Hayatımın ışığında yolumu, karanlığında yıldızlarını gördüğüm bir yaşı geride bırakıyorum ve yenilerine kucak açıyorum! Hey yıllar! Yenilmedim size, bilmez kimse nasıl zordu gülmek zaman zaman… Uçup gitti hayat yavaş yavaş avuçlarımdan… Güzel dileklerinizi esirgemeyin, yolculuğumda bana eşlik eden herkese yürekten sevgilerimle...



Yorumlar