top of page

İYİ Kİ DOĞDUN DELİ KIZIM

Indigo çocuk, Alfa Kadın, Bilgi Üniversitesi Halkla ilişkiler öğrencisi, Orenda Organizasyon Şirketinin kurucusu, Blog yazarı, Cemre Delier. Bunlar biyografimde anlattığım kadarı. Peki ya beni ben yapan bu 21 Yıl ? Evet 21, Ben bugün 21 yaşıma alenen girdim sevgili okurlar. Ne olur bakma böyle sakin sakin yazdığıma, içim mutluluk ve heyecanla dolup taşıyor. Biraz dinginleşebilmek için bu dünyadaki sığınağıma, güvenli limanıma çekildim, Merter Metro’ya. Kendimi bulduğum ve aynı zamanda kendimi unuttuğum bu yerdeyim. Bu sene yakın arkadaşlarıma doğum günü hediyesi olarak blog yazısı yazdım, kendime de bu hediyeyi vermek istedim fakat insanın kendine uzaktan bakmasının, kendisini anlatmasının bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Bu yüzden yine en iyi bildiğim şeyi yapacak, hayatın bana sunduğu mucizelere ve verdiği acı derslere teşekkür edeceğim. İçine doğduğum kocaman ve sevgi dolu ailem hayata duyduğum en büyük minnet. Annem en yakın arkadaşım, babam oyun arkadaşım ve kardeşim saz arkadaşım olduğu için minnet doluyum. İlk okulda, orta okulda annemin okulunda olup hep bir adım geride tutulduğum için ve bu bana lise hayatımda bir “Big bang” yaşattığı için buna minnet doluyum, Kazanamadığım Anadolu liselerine, beni Doğa Kolejine gönderen yolu açtıkları için minnet doluyum. Okul meclisine girmek için duyduğum cesarete, meclis başkanı olmak için verdiğim mücadeleye ve beraberinde bana gerçek hayatı öğreten bütün projelere minnet doluyum. İçimdeki liderlik yetisini keşfetmemi sağlayan, gelecek planlarımı bambaşka bir boyuta taşıyan ve bana bir iz bırakmak için ilham vere bütün öğretmenlerime, bütün yöneticilerime, ekip arkadaşlarıma minnet doluyum. Okulun ilk günü Bihter Can’ıma “Tiyatro Kulübü kuralım mı?” diyerek eserekli davrandığım için, bütün cefalara rağmen sunduğumuz Cimri tiyatromuza; Bana tiyatrocu kimliğini kattığı için karakterim Elise’e, minnet doluyum. İlk görüşte nefretin doğurduğu kocaman bir aşka yakalandığım için, korksam da, kaçsam da Aşk’a teslim olduğum için, bir kalbim olduğunu bana öğreten 4 koca yıla ve ilk aşkım olarak hikayemin mühim kahramanlarından biri olan Valere’e bana sevmek kadar sevilmeyi de öğrettiği için minnet doluyum. Tamamen kendi isteğimle girdiğim Üniversiteme, hazırlık bölümüne bana ilk bunalım deneyimimi yaşattığı için ve bu bunalım beni iş hayatına sürüklediği için minnet doluyum. 2 sene boyunca çalıştığım otele, henüz 18 yaşındayken , bana ‘iş kadını’ kimliğini kattığı için, hem okuyup hem çalışma deneyimini yaşattığı için, kendi ayaklarımın üzerinde durmanın eşsiz keyfini tattırdığı için, dünyanın tüm ülkelerinden insanlarla tanışma fırsatı sağladığı için minnet doluyum. Yaptığım hatalara, bir daha asla yapmamayı öğrettiği için minnet doluyum. Bana sağlığımın kıymetini bir daha hiç unutamayacağım şekilde hatırlattığı için, geçirdiğim kazaya minnet doluyum. Ailemin bana haftalarca bebek gibi bakmasına, korumasına, kardeşimin denizi özlediğim için bana denize düşmek pahasına deniz suyu getirme çabasına minnet doluyum. Haberi alır almaz hastaneye koşarak gelip bütün acımı ve korkumu dindiren, bana karşı duyduğu bütün kızgınlığa rağmen gözlerimin içine bakarak iyileşmemi bekleyen Valere’e, Her gün saatlerce telefonda konuşarak yüzümde güller açtıran kız kardeşlerim can özüm ve su perime, her müsait olduğunda soluğu yanı başımda alıp bana güç veren canıma yoldaş biriciğime, Bursa’dan koştur koştur bavullarıyla beni ziyarete gelen kız kardesim hanfendime, araya yıllar da girse kazayı öğrendiği günün ertesi günü yanıma gelip ellerimi sıkıca tutan ruhuma iyi gelen gül güzelime, uzaktan tıbbi bilgileriyle beni rahatlatan her gün halimi hatrımı soran vefalım simoma, bu süreçte beni olduğumdan daha güçlü bir hale getiren bütün eşime, dostuma minnet doluyum. Doktoruma, spora gitmek için yalvaran ve beni 6 ayı doldurmadan spora başlatan, yarım yılda üzerimden bunun bütün izlerini kaldıran gücüme minnettarım. Hacı yatmaz gibi düşecek kadar yatsamda hep dimdik kalktığım için, bana acı veren her şeye kahkaha atabildiğim için savaşçı ruhuma minnettarım. Zamanı geldiğinde yerimi terk etmekte tereddüt etmediğim için kararlılığıma ve ilk iş hayatımı bitirerek beni tekrar öğrenci hayatına yönlendiren yaşadığım bütün sıkıntılara minnettarım. Bana gündelik sevgilerin beni doyurmayacağını, saf aşktan başka bir duyguda durulmayacağımı öğrettiği için, defalarca yazılarıma ilham verdiği için adam’a minnettarım. İşsiz, aşksız ve tatsız geçirdiğim 3 ay’a beni kendimle tanışma, kendimi sevme ve kendimi bulma yoluna adadığı için minnettarım, bu yolun beni tekrar çalışma hayatına itmesine ve Lion’un beni uyandırmak için yaptığı uyanış konuşmasına, 1 ay süren, son ‘çalışan olduğum’ dünyanın en kötü iş deneyimine, bana artık çalışan değil, iş sahibi olmam gerektiğini ve bunu yapabilecek güce sahip olduğumu hissettirdiği için ve bütün bunların sonucunda Orenda’mın ilk adımlarını attığım için minnettarım. Bu dönemde hayatıma giren Hakkarili’ye kısa bir zaman dahi olsa bana sevmenin ve sevilmenin ne kadar güzel bir duygu oldugunu hatırlattığı için, özel ilişkimiz bitmiş olsa da hala bir arkadaşım olarak hayatımda kalabildiği için minnettarım. Ve Orenda. Yolumun hem ilk adımı, hem de varış noktası. Orenda’m hayatımın amacı, blogum bu dünyadaki izim. Yaşadığım bütün olayların birbirleri için açılan birer kapı olduğunu şimdi daha iyi görüyorum. Meğer başıma gelen her şeyin bir sebebi, gerçekten varmış. Bütün hatalarım bir sonraki doğrumu hazırlarken; Göz yaşlarım kahkahalarıma gebeymiş. Allahım, bu dünyada sahipsiz olmadığım için, bana bu dünyadan geçme hakkı verdiğin için ve her an yanımda olduğunu, beni koruduğunu hissettirdiğin için sana minnet doluyum! Ve sevgili okurlarım, bu uzun uzadıya minnet dolu cümlelerimi sonuna kadar okuma inceliğinizden dolayı sizlere de minnet doluyum. İyi varsınız! Ah, deli kızım! Aşka aşık Cemre Delier. Sadece yazacak kadar hissedebilmek için her hissi ucundan kıyısından tadan, kalbinin küle dönmesinden çekinmeyen, küllerinden çok daha güçlü doğmakta da tereddüt etmeyen cesur kızım… Güçlü kadın imajının altında hala oyunlar oynayan, küsünce kollarını bağlayıp oturan, ağlamadan önce çenesi titreyen küçük kız çocuğunu sır gibi saklayan narin kızım… Hayatın ona verdiği bütün dersleri mıh gibi aklında taşıyan, en çok kalbini kirletmekten korkan vicdanlı kızım… Renklerden mor’a vurgun, özel günlere düşkünlüğünden organizasyon şirketi kurmuş istediğini alan kızım… Kocaman bir servete sahip: pırlanta gibi bir ailesi, altın kalpli dostları ve zümrüt hayalleri olan şanslı kızım… Benim deli kızım, iyi ki doğdun! Kendimi sevmem 20 küsür yılımı aldı. Fakat artık bütün kusurlarımı, hatalarımı, beni ben yapan yaralarımı çok seviyorum. Kendime yıllar sonra hediyemdir, tüm yüreğimle haykırabilmek: Ben böyleyim!

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
İyi ki doğdum...

İyi ki'lerimin, keşkelerin yerini aldığı 26. yaşım, elveda... Ben bu yıl, bir küçük ömür izini sürdüğüm, yolunu gözlediğim 'aşk'ı bulduğum kalpte yuva kurdum, kuruldum düşlerimin üzerine... Ben bu yı

 
 
 
Gelincik Baharı

Merhaba sevgili okur, 4 mevsim sonra, tekrar bir baharda, merhaba... Her gün yeniden başlayan hayatlarımızda, ayrı geçirdiğimiz bunca...

 
 
 

Yorumlar


Yeni yazılarımdan haberdar olmak isterseniz:

© 2023 Vibe Reklamcılık

bottom of page