KELEBEKLERİ GERİ İSTİYORUM
- Cemre Delier

- 5 Şub 2023
- 3 dakikada okunur
2021'in ilk ayını geride bıraktık. Ocak ayı, final sınavları ve yetiştirilmesi gereken projelerle dolup taştığı için kendimi dinlemeye ve duygularımı kalemime yansıtmaya vakit bulamadım. Ta ki, kendi adıma umduğum duygusal seçimler doğrultusunda ilerlediğimi düşünürken bir duvara toslayana kadar. Sevildiğime, değer gördüğüme emin olduğum bir alana kendimi bıraktım. Yoğun bir duygusal acıya maruz kaldıktan sonra yaptığım, bana has olmayan, klasik bir hataydı bu. Sararıp solan kalbim yeşillenir, hatta çiçek açar diye bekledim. Fakat bu dikiş atılması gereken derin bir yaraya renkli bir yara bandı yapıştırmak kadar nafile bir çabaydı ama diyorum ya, yara bandı renkliydi, renk kattı bana. Sonraysa bir milyonuncu kez anladım, sevilmek yeterli değilmiş mutlu olmak için. Bir acının üzeri, başka birinde acı bırakarak yalnızca ikiye katlanırmış. Hani derler ya, hayat seni hep aynı dersle sınıyorsa, o dersi henüz geçememişsindir diye... Bu sefer tüm kalbimle idrak ettim. Sevdiğim zaman gözlerimi karşımdaki insanın tüm kusurlarına kapatırken, sevmediğim zaman karşımdakinin sadece kusurlarını görür oldum. Yine o noktadayım. Sevilmenin tadını çıkarabileceğim, güvenli kıyılarda dolaşabileceğim alanlar beni mutlu etmiyor, kalbimi doldurmuyor. Hayatımın uzun bir zaman diliminde ailemin, arkadaşlarımın sevmek şöyle dursun, nefret duyduğu birine derin bir aşk ile bağlı olduğum için farkında bile olmadan bu sefer hayatıma giren insanın çevremle uyumunu, kendimle uyumumdan daha çok gözetmişim. Onun yanında nasıl hisettiğime değil, yanımda nasıl ideal durduğuna önem vermişim. Fakat sevgili okur, nihayetinde ben bu değilim. Mantık ruhumun 3'de 1'i bile değilken, bir kalp kırıklığı sonrası kendimi mantıktan ibaret olmak için zorlarken yorgun düşmüş buldum. Merak etmeden duramıyorum, gerçekten iddia ettiğim gibi, aşktan azına razı bir hayatı istiyor muyum? Kendime duyduğum sevgi, ailem, arkadaşlarım, kariyerim, gelecek planlarım kalbimi geçiştirmeme yeter mi? Ne kadar mutlu ve huzurlu bir hayata sahip olursam olayım, kalbimdeki kelebekler uyurken duygularım ne kadar uyanık kalabilir? Hala istediğim şeyin ne olduğunu tam olarak bilmiyorum fakat ne istemediğimi biliyorum. Aşktan uzak bir hayat istemiyorum. Kalbimdeki kelebekleri geri istiyorum. Gönlümdeki hale hakim olamamak istiyorum. Aşkla yaşamak istiyorum. Hissetmediğim sürece elim kalemime bile değmiyor. Kalemime can veren en keskin duygumu nasıl ardımda bırakabilirim? Kalbimden geçen tek dilek, yıllardır savunduğum ve bel bağladığım, insanın hayatında yalnızca 1 defa aşık olabileceğine dair inancımda haksız çıkmak. Çünkü tercih hakkım olsaydı bunu 15 yaşında, kalpten yoksun bir pespaye ile harcamayı kesinlikle kabul etmezdim. Ve eğer bu inancımda haksızsam bile sonsuza kadar aşkı bekleyeceğim, daha azına tamah etmeyeceğim.
En yakın arkadaşlarımın birbirinden masalsı, büyüleyici ve derin ilişkileri var. Maşallah! Benim güzel kızlarımın şimdilerde evliliği bir hayal gibi değil, gelecek planı gibi anlatmalarını dinlerken mutluluktan yerimde duramıyorum. Herbirinin ilişkilerinde atılan ilk mesajdan şuanki evlilik mevzuuna kadarki yollarını düşündükçe aşk'ın oluşumuna, büyümesine ve nihayette geldiği son hale bir kez daha hayran kalıyorum. 15 Yaşımızda hovarda gezerken dostlarım, ben parmağımda yüzük, müstakbel kayınvalidemle yaptığım sohbetleri onlara anlatıyordum. Şimdi 22 yaşımızda ben onlara hovarda hayatımı anlatıyorum, onlar bana kayınvalide sohbetlerini... Bu terste bir işlik olduğu aşikar! Arkadaşlarımın bu kadar mükemmel olması konusunda ben de biraz dertliyim, ne olurdu biriniz bari benimle hovarda kalsaydınız....... Hayatın düzenine asla ayak uyduramıyorum, hiçbir zaman olmam gereken yerde, olmam gereken zamanda bulunamıyorum ve belki en kötüsü her şeyi hızlı yaşayıp tüketmiş gibi hissediyorum. Evveet hislerim tam olarak böyle. Eskiden kendimi geride kalmış, eksik, hatalı hissediyordum. Aslında pek bir şey değişmedi hayatımda fakat artık öyle hissetmiyorum. Hızlı yaşayıp tükettiysem bile, ikinci tura geçmek ve baştan başlamak için hazırım çünkü. Ama bunu herkesle aynı zaman diliminde, aynı şeyleri, aynı sırayla yaşamak için alelade duygulara tamah ederek yapmayacağım. Kelebeklerim her nerede kaybolduysa, onları tekrar bulacağım. Önümde hayallerle dolu bir ömür var, bir sürü duyguya, acıtan ve bahtiyar eden tüm hislere koşmak için sabırsızlanıyorum. Bahsettiğim duygu yoksunluğunu anlamayanlar olacaktır, bir beden birçok organdan yoksun yaşayabilir fakat ruhsuz yaşayamaz. Ben ruhumu hayatta tutacak hisleri arayan 22 Yaşında, toy bir genç kadınım. Blogumda bu yoluma eşilik eden ve kendinden bir parça bulan herkese tüm kalbimle sevgiler!



Yorumlar