ORENDAM, RUHUM !

Bugün tekrar aranızdayım. Dünyam tekrar dönüyor benim. Bugün Orenda’m doğdu. Emek emek işlediğim, her harfine bir anlam yüklediğim hayat gayem, geleceğim, benim bu dünyadaki izim, Orendam! Kendi halinde bir yaşama ve mecburiyetlere hiçbir zaman inanmadım. Belki de hayat beni hiç gerçekten mecbur bırakmadı, bu yüzden minnettarım. Hep yapmak istediklerimi yapabilmem için arkamda duran kocaman bir ailem, beni her daim yüreklendiren ve canıma can, gücüme güç katan dostlarım oldu. Bunların hepsi için, her an şükrediyorum. Fakat hayat seni asla tamamlamaz sevgili okur, biliyorsun, muhakkak eksik kalırsın. Ben aşkta eksik kalmayı seçtim. Bir defa yitirdim ve bana göre bu yek kalmalı. Her şeyin azıyla yetinmeyi bilmek gerekir, fakat aşkın değil. Gündelik sevgiler, bedensel ilişkiler, basite indirgenmiş duyguları yaşamayı hep reddettim ve kalbimi kilitledim. Bundan sonra kalbimdeki bütün aşk, içimdeki sek tutku, benim bütün ruhum orenda ile ışıldayacak. Sevgili okurlarım, sizi orenda ile tanıştırmak istiyorum; Orenda benim ilk kendime ait işim. Organizasyon şirketim. Ben hep, hangi mesleği seçerek hayatta bir iz bırakabileceğimi düşündüm. Bu arayışımı, Orenda’ya giden yolu hep yazdım, sizlerle paylaştım. Aslında her şey çok kıymetli bir yöneticimin bana “Sen kimsin” diye sormasıyla başladı. Önce kendi kendime “ne bu sofie’nin dünyası mı” diye dalga geçtim, sonra bu sorunun altında kayboldum, buldum, tekrar kayboldum. Ama şimdi kim olduğumu, nereden gelip nereye gittiğimi ve en önemlisi ne yapmam gerektiğini biliyorum. Benim bu dünya üzerindeki varlığımın sadece kendime ve çevreme değil bütün canlılara bir fayda sağlamasını istiyorum. Çünkü biliyorsun “İnsan dünyaya sadece yemek, içmek ve koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı! Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.” Kurduğum şirketin, organizasyon bazlı olmasının sebebi, bu hayatta beni en çok mutlu eden şey, insanların yüzlerindeki gülümsemeye sebep olmak. Bana göre bu dünyada birkaç özel günün hatrına yaşıyoruz. Bir baksana, sence de öyle değil mi? Doğum günlerine bile, ne kadar ehemmiyet verdiğimi beni tanıyan herkes bilir. Benimki zaten başlı başına bir olay ama hayatımdaki herkesin yaş günlerini de en özel, en güzel şekilde kutlamak için elimden geleni yaparım. Artık bu kalbimle yaptığım iş, benim mesleğim olucak. İnsanlar bana en özel, en mühim günlerini emanet edecekler ve ben bu günleri onlar adına unutulmaz kılmak için var gücümle çalışacağım. İnsanların en özel günlerinin altına izimi, imzamı bırakacağım. Uzun zamandır araştırdığım, veri tabanı biriktirmek adına görüştüğüm bütün organizasyon şirketlerinde gördüğüm tek şey ufacık maliyetli işler için insanlardan çok büyük ücretler talep edilmesi. Bunun sömürüden ibaret olduğunu ve bu hizmetin her bütçeden, her kesimden insan için erişilebilir olmasını ümit ediyorum. Şimdilik, bu yaptığım işlerin tüm canlılara fayda sağlayacağı yolu fikir patentine sahip olmadığımız için açıklayamıyorum. Yalnız bildiğim bir şey var ki bu yolda rakibim olacak kişi ve kurumlarla yarışacağımız tek şey sosyal sorumlululuk bilincinin artmasına ve birçok insanın hayal bile edemeyeceği anlar yaşamasına vesile olacak. Bu benim geleceğimle ilgili attığım ilk büyük adım. 20 Yaşında, genç bir kadın olarak ülkemde bu girişimimin nasıl bir tepki göreceğini seyretmek için inanılmaz bir heyecan duyuyorum. Samimiyetime inanın, çünkü samimiyet Orendanın ilk ilkesi. Samimiyet, Ahenk, Yaratıcılık ve Eşsizlik. Yani SAYE. Saye, gölge demek bilirsiniz, sayende deriz hatta, gölgende yaptım demektir. Orendamın gölgesinde birçok insan, birçok canlı çok mutlu olacak inanıyorum. Naçizane desteğinizi esirgemeyin ben yine buralarda olacağım.