TANRI'NIN ELLERİ VE İNZİVA
- Cemre Delier

- 5 Şub 2023
- 3 dakikada okunur
Bugün içimde büyük bir öfke ile uyandım. Kime karşı, ne sebeple, neden bu sabah bilmiyorum. Hayatımdaki her şey uzun zamandır olmadığı kadar yolunda. Bu yüzden bu nedensiz huzursuzluğu hak görmüyorum kendime. Yataktan kalkıp güne başlamam çok zamanımı alıyor son günlerde, kendimi sürekli yetiştiremediğim şeyleri ertelerken buluyorum. Bunu kısaca bahar yorgunluğuna verdim. Duygusal bir boşluk içindeyim. Hayatımdan eksilecek 3. Bahar'a girdik. Yine de ne yalan söyleyeyim bir umut saklıyorum içimde. Belki bu bahar bir mucize olur ve baharım kurtulur. Hayallerim ve kariyer hedeflerim büyüdükçe sanki azmim örseleniyor. Yükseldikçe, yavaşlıyorum. Bugün bu düşüncelerle kendimi sokağa attım. Yürüdükçe yürüdüm, adımlarımı sürekli hızlandırdım. Bilerek yanlış yollara saptım, yolların en uzununu seçtim, arkamdan biri kovalıyor gibi nefes nefese kalıncaya kadar hızla yürüdüm. Ah! Hep aynı yanılgıya düşüyorum. Ne kadar yürürsen yürü, hatta koş, istersen uç, düşüncelerinden kaçamazsın Cemre. Sonra 1 yılı aşkın süre sonra ilk kez kendime sigara paketi almaya karar verdim, beni yatıştırabileceğini düşündüm fakat kendime bu kötülüğü yapmadım. Şimdiyse buradayım. Kendimi en iyi ifade ettiğim yerde. Nedenini bilmediğim her şey gibi, bu duyguları da zamanın akışına bırakacağım. Ruhumdaki eksikliği bulacağım. Önümüzdeki manevi ay'ın bu konuda bana çok yardımı dokunacağına inanıyorum. Öyle mutluyum ki. Dini sebepler bir yana, çocukluğumdan bana kalan en özel duygulardan biridir ramazan ruhu. Her ne kadar yine iftarlarda sevdiklerimle bir araya gelemeyecek olmanın burukluğu sarsa da içimi, ramazanın ruhuma çok iyi geleceğini biliyorum. Oruç tutmak benim için aç kalmak ve aç insanın halinden anlamaktan ziyade nefsime hakim olmayı bana tekrar hatırlatıyor. Çünkü akşam donatılan bir sofrada yemek yiyeceğimizi bilerek tüm gün aç kalmanın, aç insanların halini anlamakla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bununla birlikte 12 ayın 1 ayında kendimizi aç bırakmanın sağlığımız için olumlu etkileri binlerce yerel, ulusal araştırmalarla kanıtlanmış. Fakat ramazanda aç ve öfkeli olup insanlara daha agresif yaklaşan insanların hiç oruç tutup da bu güzel ruhu bozmamasını temenni ediyorum. Çünkü oruç tutmak sadece aç kalmak demek değil. Öyle üzülüyorum ki, aynı dine mensup olduğum insanların cehaleti benim inandığım dinin adını kirletiyor. Müslümanım diyip günde 5 defa okudukları surelerin anlamını bilmeyen insanların müslümanlığı temsil eden konuşmalar yapma hakkını kendilerinde bulmasına çok öfkeleniyorum. Burada anlattıklarım her zaman olduğu gibi yine benim, bana dair hislerim. Ben dinime inanıyorum fakat Allah'a kalpten bağlıyım.
Onun benimle olduğunu, beni duyduğunu, beni koruduğunu, hatalarımı cezalandırdığını ve doğrularımı ödüllendirdiğine inanıyorum. Onun adaletine inanarak bu hayatta dik durabiliyorum. 'Kalpler yalnızca Allah'ı anmakla huzur bulur' derler. Ben ne zaman ondan biraz uzaklaşsam bu nedensiz, belirsiz huzursuzluğa düşüyor kalbim. İşte bu yüzden bu ay kendimi birnevi inzivaya çekeceğim. Alevi değilim ama alevilerin inaçlarını çoğunlukla benimsiyorum. Bence ilim, bilim öğrenmek, kendini geliştirmek ve çalışmak da bir ibadet şekli. Bu yüzden ramazan ayında karnımı aç bırakırken zihnimi doyuracağım. Kendimi daha çok okumaya, öğrenmeye adayacağım. Daha az konuşup, daha çok dinleyeceğim. Daha az kendimi dinleyip, daha çok evreni izleyeceğim. Daha az yiyerek daha çok ruhumu doyuracağım. Bir de çok dua edeceğim. Lütfen bu korkunç pandemi son bulsun, korkularla yaşamaya, hayatımı askıda tutmaya kalmadı tahammülüm. Bu arada bloga yazmak istediğim konu başlıklarıyla dolu kocaman bir listem var. Bu manevi yolculuğumda bloga da daha fazla zaman ayıracağım. Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı tablosu benim içimde en çok hayranlık uyandıran sanat eserlerinden biridir. Tanrının, Adem'e ruh üflediğini anlatan bu resimde henüz yaratılmakta olan adem parmağını kaldıramayacak kadar güçsüz, tanrı ise yasam veren, enerji ve güç dolu olarak görünüyor. Yine tanrının bulunduğu bölüm bir beyin, bir akıl şeklinde tasvir ediliyor. Tanrı, Adem'in beyinin içinde resmedilmiştir ve bir düşünceye göre tanrı, Adem'in beyninin içindedir. Dilerim ki bu yolculuğun sonunda, Tanrının, benim dinimde Allah'ın parmağı bana değecek ve ruhuma huzur, kalbime enerji verecek. Deli kızınız umarım ermez sevgili okurlar. Hepinize şimdiden iyi ramazanlar!



Yorumlar