TELLİ TURNA
- Cemre Delier

- 5 Şub 2023
- 2 dakikada okunur
“Telli telli telli, şu telli turnam! Sanma ki, yaralı uçmaz bir daha! Takılmış kanadı göçmen buluta, anlatır eski beni şimdiki bana” İşsiz, aşksız, tatsız ve adam tarafından 182.Kez fake yedikten sonra kabuğuma çekildim, uzun uzun düşündüm. Görmek istemediğim taraflarıma döndürdüm başımı, ruhumu mekik dokur gibi baştan dokudum, ince ince. Zaten kendimden en uzak nereye kaçabilirdim ki? İstanbul’u karış karış gezdim. Sigara’dan boş kalan yere deniz kokusunu istifledim. Çimenlere uzanıp gökyüzünü izledim, bulutları hayalimdeki şekillerle eşleştirdim. Kendi kendime dargınmışım meğer, hayatıma giren insanlara bana zarar verdikleri için kızar, kırılırken özümde en çok kendime alınmışım, darılmışım buna müsaade ettiğim için. Ben bile kendimi sevmeyi bilmezken, sevgi beklemişim. Bunu söylemekten yüksünmüyorum değerli okurum, hatta bunu en sonunda kabul edebildiğim için mutluyum. “Vermek üzerine” adlı yazımda sevdiklerime sürekli olarak hediye almamdan bahsetmiştim. Beni hatırlamaları için, bana dair bir iz bırakmak için. Ne kadar üzücü değil mi! Hatırlanmak için bir objeye ihtiyacım oldugunu düşünecek kadar incinmiş bir özgüvenle düşmüşüm böyle bir yanılgıya. Eğer yalnız değilsem, sevgili dostum, bu benden sana, kendi tezimi yine hayattan bir örnekle kendim çürüteceğim: Adam’a günlük hayatında elinin altında kullanabileceği, odasının bir köşesinde durcak, beni andıracak birden fazla hediye aldım. O muhtemelen günlük hayatında var olan bu objelerin benim hediyem oldugunu bile unutmuştur. Fakat ondan bana anı kalacak bir çöp parçası bile olmamasına rağmenbenim onu aklımdan çıkarmam uzun zaman aldı. Yani asıl konuyu ben çok yanlış anlamışım shdhdhd. Bu sefer yaralarımı kendi kendime sardım ve tekrar kanatlanmak için hazır hale gelirken anladım ki, -gül güzeli arkadaşımın bana kattığı bir cümledir- “insan, insanı kendisi tamamlar” Sanki her şey bir parçasıymış gibi yapbozun! Canımı yakmış olmasına sitem ettiğim kim varsa içsel büyümemde rol oynamış sadece. Ben hikayeme bir kahraman ararken, hikayedeki asıl kahramanın kendim olduğunu göstermek için bir sıraya göre dizilmişler hayatıma! Yahu zaten beni kurtarmak şöyle dursun, gelen gidenin ardında bıraktıkları enkazlardan dahi hep tek başıma, hep daha güçlü çıktım. Ben hayatımdaki insanları kaybetmekten o kadar çok korkuyordum ki, kaybedilebilecek olduğumu görmedim. Şimdi farkındayım. Sen, evet gerçekten senden bahsediyorum ! Hayatındaki birini, kaybetmekten korkacak kadar kalbinin merkezinde tuttuysan, bu hikayenin kaybedeni odur. Benimse daha yapacağım çok hata var, yaptıkça öğreneceğim çok şey. Buradayım ve hayatın akışına güveniyorum. Alanson der ki: “Benim hala umudum var, isyan etsem de istediğim kadar; İnat etsem bile, bırakmazlar sahibim var. Güzel günler bizi bekler, eyvallah dersin gelir geçer.” Zaten başka çare de yoktu, bir şekilde bu hayata geldik ve kısıtlı zamanımızı hüzne ve depresif ruh haline ayırmak kulağa hoş gelmiyor. Her şey çok güzel olucak hem bak havalar da bebek gibi oldu! Drama kapalı mevsimlere yakışıyor. İlkbahardan yaza ilerlerken, arkamda bile bırakmıyorum incindiğim yerlerimi. Bir çiçek açmadığında yeri değiştirilir çünkü, çiçek değil. Telli turnalar eski zamanlarda, havanın güzelleşeceğini, olmadı fırtına çıkacağını belirten türlü hareketlere sahiplermiş. Telli turnalar bu yüzden sevdiklerimize selam götürürmüş… Benim telli turnam, haber götürsün sevdiklerime, bakın güzel günler yola çıkmış, geliyorlar !



Yorumlar